İltizam İltizam, Osmanlı Devleti'nin 16. yüzyılda vergilerin toplanması için görevlendirdiği kişilerden oluşan sistemin genel adıdır. Osmanlı Devleti, merkezi yönetimin dışında, taşrada yaşayan vatandaşlardan alınacak vergileri toplamak için belirli bir bedel karşılığında görevlendirdiği kişilerden oluşurdu. İltizam, bir tür müteahhit olan ve mültezim adıyla anılan kişilere verilirdi ve mültezimlere dirlik sahiplerine tanınan haklar da verilmiştir. Mültezimler, açık artırma yöntemiyle devletin verdiği yerleri, genellikle de üç yıllığına, alarak devlete ödeme yapmayı taahhüt ederdi. Bu görevi üstlenen mültezimler, şayet görevlerini yerine getiremezse malları müsadere edilirdi. İlk başlarda iltizam sistemi yıllık eyaletlerde uygulansa da 16. yüzyıldan sonra uzun süren savaşlar ve ticaret yollarının değişmesi ile Osmanlı Devleti'nin nakde duyduğu ihtiyaç arttı, dolayısıyla hazinedeki açık da arttı. Böylelikle bu sistem, tımar sisteminin uygulandığı bölgelere de yayıldı. Bu durumun sonunda tımar sistemi bozuldu. İltizam sistemi, devlete acil nakit ihtiyacı olduğunda çabuk para sağladığı için daha çok tercih edilen bir yöntem olmuştur. İltizam Sistemi ve Vergilendirme İltizam sistemindeki vergi daha çok mukataa arazilere uygulanır ve ürün üzerinden toplanırdı. Özellikle aşar vergisi, iltizam usulü ile alınan vergilerden biridir. Bu sistemde Osmanlı vatandaşından daha çok vergi toplanırdı. Hatta mültezimler gün geçtikçe keyfi vergi toplamaya başlamışlar, bu da halkın isyan etmesine sebep olmuştur. Üstelik mültezimler, halktan vergileri zorla ve baskıcı bir politika ile almışlardır. Bu politika sonucunda vergisini ödeyemeyen köylüler, toprağını terk etmek zorunda kalmışlardır. Zaman içinde iltizamların ayan adı verilen zengin ve güçlü kişilere verilmesi ile de ayanlar daha da güçlenerek devlete başkaldıracak ve istediğini yaptıracak seviyeye gelmişlerdir. Tımar topraklarının bu sisteme dahil edilmesi, eskiden tımarlı sipahinin yerine getirdiği güvenlik ve askerlik hizmetini yerine getirecek başka kişilere ihtiyacı doğurdu. Bu sebeple de sarıca sekban denilen, valilerin kapılarında besledikleri, güvenlik ve askerlik hizmeti ile görevlendirilmiş askerler doğdu. Ancak, bu kimseler valinin tayini çıktığında veya barış döneminde işsiz kalıyor ve eşkıyalık yaparak geçimlerini sağlıyorlardı. İltizam sistemi, 1839 yılında Tanzimat Fermanı ile kaldırıldıysa da, 1855 yılında yeniden ortaya çıkmıştır. Osmanlı Devleti'nde İdari Yapılanma Osmanlı Devleti'nde idari yapılanma, eyaletler sancaklara, sancaklar kazalara, kazalar da tımarlara bölünmüştür. Tımar Sistemi Nedir? Tımar sistemi, iltizam sisteminden önce uygulanan ve miri arazi dahilindeki verimli toprakların, savaş ve benzeri yerlerde sivrilmiş başarılı kimselere verilmesidir. Asıl amaç asker yetiştirmekse de hem üretimi hem de toprak ekip biçmeyi sentezleyerek, idari, iktisadi ve askeri bir teşekkül oluşturmuştur. Kendisine toprak verilen kişiler, devletin verdiği emirleri yerine getirmeye mecburdur; yerine getirmezlerse topraklar geri alınır. Tımar olarak verilen toprak satılamaz veya bırakılamaz. Tımar olarak verilen toprak üzerinde, görevli memurlardan başkası tasarruf edemez. Tımarlar; has, zeamet ve tımar olarak ayrılır. Devlet, tımar sistemi sayesinde askere maaş ödemek zorunda kalmadan, üstelik üretimin devamını ve canlılığını da sağlayarak hem asker yetiştirmiş hem de üretim yapılmasını sağlamıştır. 2. Mahmut zamanında tımar ve zeamet sistemi kaldırılmıştır. |