I. Ahmet'in Tahta Çıkışı ve Ekber ve Erşed Sistemi Mehmet'ten sonra tahta çıkan I. Ahmet (1603-1617), padişahlığın Osmanlı soyundan büyük ve aklı başında olanına geçmesi (Ekber ve Erşed) usulünü getirdi. Bu sistem sayesinde, şehzadeler sancaklara gönderilmeyip sarayda kafes hayatı yaşadılar. Bu durum, şehzadelerin devlet yönetiminde bilgi ve deneyim kazanmalarını engelledi. Sarayda öldürülme kaygısı içinde yaşadıklarından, birçoğunun ruh sağlığı bozuldu. I. Ahmet tahta çıktığında, doğuda İran, batıda Avusturya ile savaşlar devam ediyordu. İçte ise Celali isyanlarının yaşandığı hareketli bir dönemdi. Osmanlı-İran Savaşları (1603-1611) III. Mehmet'in son zamanlarında başlayan Osmanlı-İran savaşı, I. Ahmet'in padişah olduğu sırada da devam ediyordu. İlk Osmanlı-İran anlaşması Amasya Antlaşması, 1555 yılında Kanuni Sultan Süleyman zamanında imzalanmıştı. Ancak, bu anlaşma çok uzun sürmedi. Ferhat Paşa (1. İstanbul) Antlaşması (1590)
Nasuh Paşa (2. İstanbul) Antlaşması (1612)
Şah Abbas'ın, her yıl göndermesi gereken 200 yük ipeği göndermemesi üzerine İran'a savaş açıldı (1615). Osmanlı ordusu, Revan'ı kuşattı. Sonunda İran'la barış yapıldı ve eski antlaşma yenilendi. Ancak, yapılan antlaşma I. Ahmet tarafından kabul edilmediği için İran'la savaşa devam edildi. I. Ahmet, 1617'de öldüğü zaman Osmanlı-İran Savaşı devam ediyordu. Not: Yapılan savaşlarda Osmanlılar çok kayıp verdi. Sultan İkinci Osman (Genç Osman) döneminde, Nasuh Paşa antlaşması temel alınarak yapılan Serav antlaşması ile barış tekrar sağlanacaktır (26 Eylül 1618). Osmanlı-Avusturya Savaşları Kanuni Sultan Süleyman, Macaristan ve Orta Avrupa hakimiyeti yüzünden Avusturya Kralı Ferdinand üzerine seferler düzenlemiş, 1529'da Viyana'yı kuşatmış, 1532'de Almanya seferini yapmış ve 1533 yılında Avusturya ile İstanbul Antlaşması'nı imzalamıştı. Bu antlaşmaya göre; Avusturya kralı, protokol bakımından Osmanlı sadrazamına eşit olacak ve Avusturya elinde tuttuğu Macar topraklarına karşılık Osmanlı Devleti'ne vergi verecekti. Sonraki yıllarda Kanuni, 1566 yılında ölümüne dek çeşitli defalar Avusturya üzerine gitmişti. Zitvatoruk Antlaşması (1606)
Önemi:
Osmanlı-Lehistan Savaşları Lehistan ile Osmanlı Devleti arasındaki ilk ilişkiler II. Murat Dönemi'nde başlamıştır. İki devlet arasında genellikle iyi ilişkiler kurulmuş, 1575-1587 yılları arasında Lehistan Osmanlı himayesi altında kalmıştır. Ancak XVII. Yüzyılda iki devlet arasında savaşlar yaşanmıştır. Lehistan 1575 yılında Osmanlı himayesine alınmıştı. 1587'de Osmanlı himayesinden çıkan Lehistan, Osmanlı egemenliğindeki Eflak, Boğdan ve Erdel'e saldırdı. Böylece Osmanlı-Lehistan ilişkileri bozuldu. Bosna valisi İskender Paşa'nın, Eflak ve Boğdan kuvvetleriyle birlikte harekete geçmesi üzerine, Lehistan barış istedi. Lehistan'ın isteği üzerine iki ülke arasında barış yapıldı (1617).
|
Kaide
23 Temmuz 2024 SalıI. Ahmet'in Ekber ve Erşed sistemini getirdiğinde, şehzadelerin kafes hayatı yaşaması gerçekten başarılı bir çözüm müydü? Şehzadeler devlet yönetiminde deneyim kazanmadan nasıl padişahlığa hazırlanabilirlerdi ki? Bu sistem ruh sağlıklarını da olumsuz etkilemiş, değil mi?
Cevap yazAdmin
23 Temmuz 2024 SalıKaide, Ekber ve Erşed sistemi, Osmanlı Devleti'nde taht kavgasını önlemek amacıyla getirilen önemli bir değişiklikti. Ancak, şehzadelerin kafes hayatı yaşaması, yani sarayda göz hapsinde tutulmaları, birçok eleştiriye maruz kaldı. Bu sistem, şehzadelerin devlet yönetiminde deneyim kazanmadan padişahlığa hazırlanmalarını zorlaştırdı ve bu da devlet yönetiminde deneyimsizlik sorununa yol açtı.
Ayrıca, şehzadelerin uzun süre kapalı ve izole bir ortamda tutulmaları ruh sağlıklarını olumsuz etkileyebilirdi. Sosyal ve psikolojik gelişim için gerekli olan etkileşimlerden mahrum kalmaları, ileride padişah olduklarında karar verme yeteneklerini ve liderlik becerilerini sınırlandırabilirdi. Bu yüzden, Ekber ve Erşed sistemi taht kavgası riskini azalttıysa da, şehzadelerin yetişme ve gelişme süreçlerine olumsuz etkileri olduğu söylenebilir.