{ "title": "Osmanlı Rus Savaşı", "image": "https://www.osmanlipadisahlari.gen.tr/images/osmanli-rus-savasi.gif", "date": "20.01.2024 09:26:38", "author": "Harun DEMİR", "article": [ { "article": "
Osmanlı Rus Savaşı ya da diğer bir deyimle savaşları Osmanlı Tarihinin büyük bir bölümünü oluşturmaktadır. Osmanlı Devleti ile Rusya arasındaki savaşlar 16. Yüzyılda başlamış ve 20. Yüzyıla kadar sürmüştür. İki devlet arasındaki çekişmeler Yeni Türk Devletinin kurulduğu dönemde dahi sürmüştür. Osmanlı Rus Savaşının başlangıcı Astrahan Seferi ile olmuştur. 1568 yılında Osmanlı Devleti Kırım Hanlığı üzerine bir sefer düzenlemiştir. Bu seferin amacı Rusya'nın hakimiyetine geçen Astrahan Hanlığını kurtarmaktır. Bunun haricinde Osmanlı Devleti Rusya'dan gelebilecek diğer tehlikeleri de önleyebilmek için bu sefere çıkmıştır. Çünkü eğer bu bölge Rusya'nın egemenliğinde kalırsa Rusya'nın Hazar Denizi'ne inmesi ve buradaki yolları kontrol altına alması kaçınılmaz durmaktadır. Bir diğer durum ise Rusların Safeviler'le iş birliği yapma tehlikesidir. Bu dönemde Osmanlı Devleti'nin başına bela olan Safevi Devleti Doğu'da Osmanlı Devleti'ne karşı üstün duruma gelebilmek adına birçok çalışmada bulunmuşlardır. Osmanlı Devleti'nin Astrahan Seferini gerçekleştirmesinin bir başka nedeni de Don-Volga Projesini Hayata geçirmek istemesidir. Hazar Denizi ile Karadeniz'i Süveyş Kanalı gibi birbirine bağlayacak olan bu dev proje için Osmanlı Devleti 30 bin kadar işçiyi de yanına alarak sefere çıkmıştır. 1959 yılında Don-Volga Projesi için ilk çalışmalar başlatılmıştır. Ancak ilerleyen süreçte işçilerin ücretlerinin ödenmediği bahanesiyle kaçmaları ve ayrıca bölgedeki hafa şartlarının kötüleşmesi nedeniyle işçilerin kaçmaları da artmıştır ve geri kalan işçilerin de isteksiz olması nedeniyle bu proje başarısız olmuştur. Bununla kuşatmaya giden askerlerin de isteksiz hareket ederek seferin başarısızlıkla sonuçlanmasına neden olmuştur. Tüm bu olumsuzlukların yanı sıra Ruslar da diğer taraftan başarılı olabilmek adına Kırım halkı arasında Osmanlı Devleti'nin Kırım'ın özerkliğini tanımayacağı dedikodusunu yaymışlardır. Tüm bu gelişmeler ile hem Ruslar hem de Kırım'ın ateşleri arasında kalarak başarısız olmuşlardır. Bu sonuçla birlikte hem Astrahan Seferi hem de Don-Volga Projesi hüsranla sonuçlanmıştır.

1683-1699 Osmanlı Rus Savaşı Osmanlı Tarihinde önemli bir yere sahip olan savaşlar arasında yer almaktadır. Çünkü bu savaş sadece Osmanlı Devleti ile Rusya arasında değil, Müslüman Osmanlı Devleti'ne karşı birlik olan Kutsal İttifak arasında gerçekleşmiştir. Özellikle 2. Viyana Kuşatması ile Osmanlı Devleti'ne karşı daha çok bilenen Hristiyan Avrupa topluluğu bunun bir devamı olarak 1686 yılında Rusya ile bir birlik oluşturarak Osmanlı Devleti'ne saldırma kararı almışlardır. Kutsal İttifak önce Kırım'a ardında da Osmanlı toprağı olan Azak'a saldırmışlardır. Ancak Rusya bu saldırılardan sadece Azak üzerinde başarılı olmuştur. Bu saldırılar üzerine bu bölgeye yardım götürmek isteyen Osmanlı Devleti Azak Kalesi'ne yardım olarak bir donanma göndermiştir. Bu saldırılar İstanbul'da yapılan bir antlaşma ile son bulmuştur. Antlaşma sonucunda Azak Kalesi Rusya'ya bırakılmıştır. Bu savaşın Rusya açısından da ayrıca önemi vardır. Bu savaşta Rusya ilk donanma başarısını elde etmiştir.

1735-1739 Osmanlı Rus Savaşı bir tür ittifaklar savaşı olarak da ifade edilebilmektedir. Çünkü bir tarafta Osmanlı Devleti ve Kırım Hanlığı, diğer tarafta Rusya, Avusturya ve Kazak Hanedanlığı bulunmaktadır. Savaş Rusya'nın Osmanlı Devleti'ne ait olan Azak Kalesi'ni işgal etmesiyle birlikte başlamıştır. Rusya bu saldırıda müttefiki olarak Avusturya'dan yardım almıştır. Ayrıca Avusturya'nın da yardımıyla Bosna, Eflak ve Balkanlar üzerine de harekete geçmiştir. Bu ittifaklı Osmanlı Rus Savaşının önemli nedeni olarak her zaman olduğu gibi Rusya'nın sıcak denizlere inme politikasıdır. Bu politika için her dönemde bir girişimde bulunan Rusya bu dönemde de yaptığı ittifaklarla Osmanlı Devletini yıpratarak bu politikasını gerçekleştirmeye çalışmıştır. Bunun için de sadece Balkanlar üzerinden değil, Kafkaslar üzerinden de seferler yapmıştır. Bu dönemde Safeviler'de bulunan karışıklıktan da faydalanan Rusya Bakü ve Derbent'i ele geçirmiştir. Bu harekat sonrası 24 Haziran 1724 yılında Osmanlı Devleti ile Rusya arasında bir antlaşma yapılmıştır. Bu antlaşmaya göre Rusya'nın bu bölgedeki kazandığı topraklar Osmanlı Devleti tarafından tanınmıştır. Bununla birlikte Osmanlı Devleti'nin de Gürcistan, Azerbaycan ve Şirvan toprakları üzerindeki hakimiyeti tanınmıştır. Ancak bu duruma karşı çıkan Afganlar İran'a saldırmışlardır. Bu durum üzerine 1725 yılında İran'a yardım amaçlı Osmanlı Devleti'nden destek istenmiştir. Bu bahaneyle harekete geçen Osmanlı Devleti de İran'a saldırarak bölgede karışıklık çıkmasına neden olmuştur. Tüm bu karışıklıklar sonrasında direnen İran, Afganları topraklarından atmıştır. Osmanlı Devleti ile Kasr-ı Şirin Antlaşması tekrardan imzalanmıştır. Bu olaylarla birlikte Batıda Avusturya Osmanlı toprakları üzerinde çalışmalarını sürdürmüştür. Avusturya ile yapılan savaşta alınan yenilgi ile Pasarofça Antlaşması imzalanmış ve iki ülke arasındaki gerginlik sona erdirilmiştir. Ancak Rusya'nın harekete geçmesiyle birlikte hem Avusturya hem de Rusya ile siyasi anlamda gerginlikler başlamıştır. Sonucunda da savaş kaçınılmaz olmuştur. 1736 yılında Rusya'nın Kırım'ı ele geçirmesiyle birlikte bölgede yıkım ve halka kırım uygulamıştır. Ancak Rusya'nın bu saldırıyı gerçekleştirirken hazırlıklarını tam olarak yapmaması nedeniyle bir süre sonra zarar görmeye başlamıştır. Ayrıca bölgede salgın hastalıkların meydana gelmesiyle birlikte bu zararlar daha da artmıştır. Bu durum üzerine Rusya geri çekilmiştir. Ancak Kazaklar'ın desteğiyle yeni bir saldırı düzenleyen Rusya Azak'ı de ele geçirmiştir. Ardından Kılburun Kalesi üzerine harekete geçen Rusya, bu kaleyi de ele geçirmiştir. Bu başarılar üzerine daha da ilerlemek isteyen Rusya Boğdan'a yönelmiştir. Ancak bu bölgede bulunan Osmanlı ordusu Rusların ilerleyişini durdurmuştur. Bu hamle sonrası Osmanlı Devleti Kırım ordusu ile birlik oluşturarak Kılburun ve Özi kalelerini tekrar geri almışlardır. Ancak Rusya bu sırada Lehistan ile yeni bir ittifak kurarak Osmanlı'ya yeni bir darbe vurmuştur. Hotin yakınlarına kadar ilerleyen Rusya ordusu, burada yapılan savaşta Osmanlı ordusunu yenilgiye uğratmıştır. Daha da ilerlemek isteyen Rusya Boğdan içlerine yürümüştür. Ancak bu ilerleyişten istediği sonucu alamamıştır. Çünkü bu sırada müttefiki olan Avusturya da Osmanlı ile bir barış antlaşması yapmıştır. Tüm bu gelişmeler sonrası Fransa'nın da ara buluculuk yapmasıyla birlikte Rusya ve Osmanlı Devleti arasında bir antlaşma imzalanmıştır. Yapılan Niş Antlaşması ile Rusların Karadeniz'e sıcak denizlere inme planları da engellenmiştir.

1853-1856 Osmanlı Rus Savaşı diğer adıyla Kırım Savaşı, sadece Osmanlı Devleti ile Rusya arasındaki mücadelenin sonucunda değil, Avrupalı diğer devletlerin de dahil olduğu bir ittifak savaşı olarak tarihteki yerini almıştır. Ancak bu savaştaki ittifak Osmanlı Devleti'ne karşı değil, Osmanlı Devleti'nin yanında yer alan İngiltere, Fransa ve Piyemonte'nin katılımıyla Rusya'ya karşı yapılmıştır. Çünkü Avrupalı bu devletler Rusya'yı Akdeniz'den uzak tutmak istemektedir. Bu Osmanlı Rus Savaşı Avrupalı devletlerin de desteğiyle Osmanlı Devleti'nin yani müttefik olan devletlerin zaferiyle sonuçlanmıştır. Bu zafer sonrası Osmanlı Devleti ve Rusya arasında İstanbul'da barış görüşmeleri başlamıştır. Ancak bu görüşmeler anlaşmazlıkla sonuçlanmıştır. Bu anlaşmazlıklar sonucunda Rusya tekrar saldırıya geçmiştir ve Eflak ve Boğdan'ı işgal etmiştir. Rusya'nın bu hareketi üzerine Avusturya'nın da girişimiyle Viyana'da bir konferans toplanmıştır. Fakat bu toplantıdan da olumlu bir sonuç alınamamıştır. Bu durum üzerine Osmanlı Devleti halkın da baskısıyla Rusya'ya Eflak ve Boğdan'dan çekilmesi için bir nota vermiştir. Ancak Rusya bu notayı dikkat almayarak Harekâtını sürdürmüştür. Savaşın ilk aşamasında başarılı olan Osmanlı Devleti, sonraki gelişmelerle birlikte zayıflamaya başlamıştır. Osmanlı donanmasının Sinop'ta batırılması ve Rusların Karadeniz'de üstün duruma gelmesiyle birlikte Boğazların durumu da tehlikeye düşmüştür. Bu durum üzerine endişelenen Avrupa devletleri harekete geçerek iki devlet arasında ara buluculuk yapmaya çalışmışlardır. Fakat bu teklif Rusya tarafından geri çevrilmiştir. Bunun üzerine Avrupalı devletler her iki tarafın da çıkarlarını gözeterek ültimatomlar hazırlamışlardır. Rusya'ya verilen ültimatomda; Eflak ve Boğdan'ı boşaltması, Osmanlı Devleti'nin toprak bütünlüğüne saygılı olma ve Ortodoksları himaye etmekten vazgeçme teklifinde bulunulmuştur. Osmanlı Devleti'ne ise vatandaşlara eşit haklar sunma, Hristiyanlara uygulanan olumsuz muameleleri engelleme, karma mahkemeler kurma, Hristiyan halka vergi muafiyeti verilmesi şeklinde ültimatom verilmiştir. Rusya bu ültimatomları da geri çevirerek ilerlemeye devam etmiştir. Bunun üzerine İngiltere ve Fransa da Osmanlı Devleti'nin yanında savaşa girerek kendi çıkarları adına mücadele etmişlerdir. Tuna dolaylarında, Kafkasya'da ve Karadeniz'de yoğun bir şekilde bir süre daha süren bu savaş Kırım'da yeni bir cephe açılmasıyla birlikte Rusya zor durumda kalmıştır. Ancak yine de Kırım düşünüldüğü gibi alınamamıştır. Rusların Kafkaslar üzerinde başarılarını sürdürdüğü sırada Rusya'nın önemli komutanının ölmesiyle birlikte Ruslar dengesizliğe uğramışlardır. Bunun sonucunda Rusya'ya barış yapmak için bir ültimatom daha gönderilmiştir. Rusya'nın bu ültimatomu kabul etmesiyle birlikte Viyana'da görüşmeler yapılmıştır ve Müttefik Devletler ve Rusya arasında Paris Antlaşması imzalanmıştır ve savaş sona ermiştir. Kırım'da yapılan Osmanlı Rus Savaşı Osmanlı tarihi açısından bunalımlı dönemler arasında yer almaktadır. Bu savaş sırasında Osmanlı Devleti İngiltere'den borç almıştır ve bu borcun sıkıntılarını yıkılana kadar çekmiştir.

1877-1878 Osmanlı Rus Savaşı, Osmanlı Tarihinin en bilinen ve en önemli Osmanlı Rus Savaşı'dır. 93 Harbi olarak da bilinen bu savaş Balkanlar'da ve Kafkaslar'da yoğun bir mücadelenin meydana gelmesine neden olmuştur. Bu savaşa hazırlıksız olarak giren Osmanlı Devleti ağır bir yenilgi almıştır. Ancak bu yenilginin nedeni sadece mücadelelerin kaybedilmesi olarak gösterilmemektedir. Bu savaş sırasında Osmanlı Devleti topraklarında azınlıkların çıkardığı isyanlar, Rusya'da ve Avrupa'da Osmanlı Devleti'ne karşı ortaya çıkan tepkiler, Romanya ve Bulgaristan'ın bağımsızlık girişimlerinde bulunması, Panslavizim politikası yenilginin toplumsal nedenleri olarak görülmektedir. 93 Harbi diğer Osmanlı Rus Savaşlarına nazaran daha kısa, yani 1 yıl sürmüştür. Ancak bu kısa sürede Osmanlı Devleti büyük kayıplar vermiştir. Bu savaşın sonunda Rusya ile Osmanlı Devleti arasında Ayestefanos Antlaşması imzalanmıştır. Bu antlaşma İngiltere, Almanya, Avusturya, Macaristan'ın ara buluculuk yapmasıyla yapılabilmiştir. Bu antlaşmaya göre Sırbistan ve Karadağ özgür bırakılmış ve Romanya bağımsız olmuştur. Bulgaristan'a özerklik verilmiştir. Bu antlaşmadan 3 ay sonra bir antlaşma daha, Berlin Antlaşması yapılmıştır. Bu antlaşmanın amacı savaşın sonuçlarını Osmanlı lehine de çözmek adınadır. Berlin Antlaşmasıyla birlikte Bosna Hersek imtiyazlı hale getirilmiştir. Ayrıca Romanya ve Sırbistan'ın bağımsızlığı da kesinleşmiştir. Doğu'da Kars, Ardahan ve Batum illeri Rusya'ya verilmiştir. Önceki antlaşmayla birlikte Erzurum ve Doğubeyazıt Osmanlı Devleti'ne geri verilmiştir. Ayrıca Üsküp, Selanik ve Manastır da Osmanlı topraklarında kalmıştır. Bu antlaşma Osmanlı Devleti'nin çıkarları için yapılmaya çalışılmışsa da maddeleriyle yine Rusya'ya hizmet etmiştir.

1914-1917 Osmanlı Rus Savaşı Osmanlı Tarihi ve Yeni Türkiye'nin tarihinin kesiştiği noktada meydana gelmiş bir olaydır ve kurtuluş mücadelesi açısından büyük bir öneme sahiptir. Kafkasya Cephesi olarak da anılan bu Osmanlı Rus Savaşı yeni devletin kurulması ve Misak-ı Milli adına bir dönüm noktası olmuştur. Kafkasya Cephesinde Osmanlı Devleti sadece Ruslarla değil, Ermenilerle de mücadele etmiştir. Trabzon, Muş, Bitlis ve Van şehirlerinde yoğun olarak gerçekleşen çatışmalara Azerbaycan'da destek vererek Osmanlı Devleti'nin yanında yer almıştır. Bu bölgedeki savaşlara Osmanlı Devleti'nin 1. Dünya Savaşındaki müttefiki olan Almanya Gürcistan'a yardım ederek Osmanlı'ya karşı savaşmıştır. Kafkas Cephesinde gerçekleşen bu kritik savaşın birçok nedeni vardır. Bu savaşın ilk nedeni Osmanlı Devleti'nin 93 Harbinde kaybettiği yerleri almak istemesidir. Bir diğer nedeni de Rusya'nın Kafkaslardaki gücünü pekiştirerek Azerbaycan petrollerini kontrol etmek istemesidir. Osmanlı Devleti'nin Turancılık politikası ve Rusya'nın ayaklanma girişimleri de diğer nedenler arasındadır. Kafkas Cephesi Türkiye Tarihi açısından pek çok önemli olayın meydana geldiği bir cephe olmuştur. Ermeniler İçin Tehcir Kanununun çıkarılması, Sarıkamış Olayı ve Ermeni Tehciri bunlardan en önemlileridir. Kafkas Cephesi Rusya'da çıkan Bolşevik İhtilali sonucu Rusya'nın savaştan çekilmesiyle birlikte imzalanan Moskova Antlaşmasıyla sona ermiştir. Bu antlaşmaya göre Kars, Ardahan, Erzurum, Iğdır, Artvin ve Trabzon Osmanlı'ya geri verilmiştir. Batum serbest bölge olarak bırakılmıştır. Kafkas Cephesinde mücadele edilen Ermenilerle de Gümrü Antlaşması imzalanmıştır. Bu antlaşma Ermenistan ile yeni kurulan Türk devleti arasında imzalanan ilk uluslararası antlaşmadır.
" } ] }