{ "title": "Osmanlı Devlet Yapısı", "image": "https://www.osmanlipadisahlari.gen.tr/images/osmanli-devlet-yapisi.gif", "date": "19.01.2024 15:04:04", "author": "Ayşe Benli", "article": [ { "article": "
Osmanlı Devlet yapısı, merkez ve eyalet olmak üzere ikili teşkilatlanma yapısına dayansa da genel olarak merkeziyetçi bir anlayışa sahipti. Osmanlı Devleti'nin başı; padişah, hünkar, sultan, han gibi ünvanları kullanan hükümdarlardı. Devletin başı olan bu kişi bütün devletin hakimi ve idarecisiydi. Görev ve yetkileri devlet teşkilatındaki bazı üyeler ve yüksek kademeli memurlar ile paylaşılıyor olsa da son söz padişaha aittir. Divan denilen günümüz meclisi diyebileceğimiz kurulda devletin kıdemli ve padişaha en yakın isimleri yer alırdı. Divanda, devletin birinci derecede önemli mülki, idari, mali, siyasi, askeri meseleleri görüşülürdü, padişahın onayını alırsa karara bağlanırdı. Saray teşkilatı da bir ayrı devlet yapılanması birimlerinden biriydi. Padişahın, ailesinin ve yüksek dereceli yardımcılarının yaşadığı, içerisinde çok çeşitli bölümleri bulunduran saray teşkilatı merkez alanlardan biriydi. Taşra teşkilatı denilen yapılanmada Osmanlı Devleti'nin başkenti dışındaki toprakların yönetimi birimlere ayrılırdı.

Divan-ı Hümayun Yapılanması

Osmanlı Devleti'nde siyasi, askeri, ekonomik ve sosyal meselelerin görüşüldüğü en önemli merkezi kurum Divan-ı Hümayun'dur. Bu meclise padişah başkanlık eder. Fatih Sultan Mehmet döneminde Divan başkanlığına sadrazam getirilmiştir. Devletin içinde bulunduğu siyasi, ekonomik, toplumsal meseleler belirli aralıklar ile Divan-ı Hümayun'da görüşülürdü. Verilecek kararlarda son söz padişaha ait olurdu. Bu yüzden bu yapılanma danışma meclisi organı görünümündeydi. Divan'da veziriazam yani sadrazam, padişahtan sonra en geniş yetkilere sahip kişiydi. Devlet bürokrasisinde vezirlerin başı idi. Padişah olmadığı zamanlarda hem Divan'a başkanlık ederdi hem de ordunun başında savaşlara katılırdı. Padişahın vekili olduğu için padişah mührünü taşırdı. Defterdarlar devletin gelir-gider bütçesini hazırlarlardı. Mali meselelerde defterdarın görüşleri alınırdı. Kazaskerler yargı işlerinden sorumluydular. Kadı ve müderrislerin tayin işlerini yaparlardı. Nişancılar divan yazışmaları, kayır defterlerinin düzenlenmesi, tuğra çekilmesi gibi işlemlere bakarlardı. Şeyhülislam, Müslüman bir devlet olan Osmanlı Devleti'nin devlet işlerinin ve kanunlarının dinle uyumluluğunu inceler ve fetva verirdi. Yeniçeri Ağası, Yeniçeri Ocağı'nın komutanıydı, Kapıkulu ordusu ve divandaki görevleri dışında başkent güvenliğini de sağlardı. Reisülküttab, dış işleri ile ilgilenirdi. Kaptan-ı Derya, donanmadan sorumlu komutan olarak Divan'a katılırdı.

Taşra Teşkilatı Yapılanması

Taşra teşkilatı dirlik ve iltizam denilen birimlerden oluşurdu. Dirlik; asker yetiştirmek için veya devlet memurlarının maaşlarını karşılamak amacı ile ayrılan devlet topraklarına verilen isimdir. Bu arazileri işleyenler mükellefi oldukları vergileri devletin istediği memurlara ve sipahilere öderlerdi. Kısacası hem üzerlerine zimmetli toprağı işleyerek geçimlerini sağlarlardı hem de asker ve memurlara bakarlardı.

İltizam, bazı eyaletlerin vergi gelirlerinin açık artırma yoluyla belirli bir bedel karşılığında şahıslara satılması sistemiydi. Osmanlı'nın sınırları genişledikçe merkeze uzakta bulunan alanların yönetimi zorlaşmıştır. Bu yüzden iltizam sistemi uygulanmaya başlanmıştır. Bu sistem, hazineye paranın peşin ve toplu halde girmesini sağlamıştır. Olumsuz yönü ise tımar sistemindeki gibi asker yetiştirme zorunluluğu verilmediği için tımarlı sipahilerin önemi azalmıştır. Bu topraklara sahip kişiler yani mültezimler zamanla halktan fazla vergi almaya başlamışlar halkın topraklarını terk etmesine sebep olmuşlardır.

Saray Teşkilatı Yapılanması

Saraylar hem padişahın ikamet ettiği hem de bütün devlet işlerinin görüşülüp karara bağlandığı en yüksek devlet dairesiydi. Birun, Enderun ve Harem-i Hümayun denen bölümlere ayrılırdı. Birun, sarayın dışı yani Babüs'saade haricindeki teşkilat idi. Burada görevli kişiler, sarayın hem harem hem de Enderun kısmının dışındaki yerlerde ve dairelerde bulunup görevlerini yaparlar ve akşamları evlerine giderlerdi. Sarayın Enderun biriminde yüksek derceli devlet memurları yetiştirilir ve eğitimleri verilirdi. Divan üyeleri buradan çıkardı. Harem-i Hümayun bölümünde ise padişahın kadınları, çocukları, harem ağaları ve muhasipleri otururdu. Kısaca hanedan mensuplarının özel hayatlarının yaşadığı bölümdü.
" } ] }