{ "title": "Kanuni Sultan Süleyman", "image": "https://www.osmanlipadisahlari.gen.tr/images/kanuni-sultan-suleyman(3).jpg", "date": "20.01.2024 14:32:49", "author": "irfan özen", "article": [ { "article": "Kanuni Sultan Süleyman: 27 Nisan 1495 yılında Trabzon'da dünyaya gelen Kanuni Sultan Süleyman'ın, Babası; Yavuz Sultan Selim, Annesi ise Ayşe Hafsa Hatun'dur, 1520-1566 yılları arasında 46 yıl süreyle saltanat sürmüş, 7 Eylül 1566 tarihinde vefat etmiştir. Kabri İstanbul Süleymaniye camii avlusundadır. Vefat ettiğinde Osmanlı İmparatorluğu'nun toprak büyüklüğü: 14.893.000 kilometrekaredir. Dünyanın muhteşem Süleyman, biz Türklerin ise Kanuni Sultan Süleyman olarak andığımız Osmanlı İmparatorluğu'nun meşhur padişahıdır. 27 Nisan 1495 tarihinde, babası Yavuz Sultan Selim'in vali olarak görev yaptığı Trabzon'da dünyaya geldi. Tahta 1520 yılında çıkarak, en fazla saltanatta kalan Osmanlı padişahı oldu. Osmanlı İmparatorluğu Kanuni'nin tahtta kaldığı 46 yıl içerisinde en yüksek zirveyi gördü. Kanuni, torununun çocuğunu gördükten sonra 7 Eylül 1566'da Zigetvar kuşatması esnasında harp meydanında bulunan otağında vefat etti. Osmanlı İmparatorluğu'nun bu ihtişamlı dönemine padişah olan Kanuni Sultan Süleyman, dünya padişahıydı. Güneş imparatorluk topraklarının bir ucundan doğar, diğer tarafından batardı. İmparatorluk topraklarında yaşayan Müslüman ve Hıristiyan vatandaşlar tam bir hürriyet ve mutluluk içinde yaşardı. Camilerinde Müslümanlar ne derece hür ibadet ederse, Hıristiyan halkı da aynı şekilde serbest olarak ayin ve ibadetlerini yapardı. Ticaret serbest olarak, en yüksek dereceye ulaşmıştı. Kanuni Sultan Süleyman'ının saltanat sürdüğü 16. Yüzyılda Osmanlının nüfusu 110 milyondu. O dönemde bu nüfusu olan bir başka ülke yoktu. İmparatorluğun toprak yüz ölçümü sekiz milyon kilometre kare ile Avrupa, Asya ve Afrika Türkiye'si olmak üzere, imparatorluk 3 kıtaya hakimdi. Osmanlı İmparatorluğu'nun sınırları Viyana kapısından Kafkasya'ya, buradan Fas'a kadar devam etmekteydi. Osmanlı tam olarak otuz sekiz devleti idaresi altına aldı. Böylesine görkemli bir dönemde Osmanlı tahtında oturan Kanuni Sultan Süleyman'a Avrupalılar Muhteşem Süleyman, Türkler ise bir kanunname yaptığından dolayı Kanuni olarak andılar.

Kanuni Sultan Süleyman'ın Dünyaya Gelmesi: Kanuni, babası Yavuz Sultan Selim, annesi Gülbahar Sultan ve eşi Hafize Ayşe Sultanla birlikte Trabzon'da bulunuyordu. Yavuz Sultan Selim'in babası II. Bayezid onu Trabzon'a Vali yapmıştı. Türkmen kızı olan eşi Hafize Ayşe Sultan sima itibariyle çok güzeldi, kalbi de o derece yüceydi. Hafize Sultan, 1495 yılında Trabzon'da Ortahisar sarayında bir erkek çocuk dünyaya getirdi. Yavuz Selim, oğlunun adını Süleyman koydu. Hafize Sultan'ın sütü az olduğu için Bektaşi Dergahının şeyhi Yahya Efendi'nin annesi, Süleyman'a süt anası oldu. Süleyman 11 yaşındayken çok sevdiği büyük annesi Gülbahar Sultan öldü. İmaret Camii haziresine defnedildi. Bundan sonra Süleyman'ın terbiyesi ile annesi ilgilendi. Yavuz'un tek oğlu Süleyman'dı. 4 tane de kızı vardı. Dönemin en büyük alimi Kastamonulu Mevlâna Hayreddin Şehzade Süleyman'a Hoca oldu. Hocası ona okuma, yazma ve diğer ilimleri öğretti. Süleyman bir yandan kültür dersleri öğrenirken diğer yandan İstanbul'un en meşhur kuyumcusu Kostantin Usta ona kuyumculuğu öğretti. Ancak bir gün Şehzade Süleyman hocasının verdiği işi yapamadı. Ustası kızarak: “Sana bin sopa atacağım. ” diye ant etti. Bunu duyan Valide Sultan, hocayı huzuruna çağırtıp, oğlunu affetmesini istedi. Hatta oğlunu affederse ona bin altın vereceğini söyledi. Kostantin Usta, Valide Sultanın ricasını kabul edip, biraz sonra çırak Süleyman'ı yanına çağırarak bu altınlardan 100 tane ince tel yapmasını istedi. Yeminini tutmak için Süleyman'ın yaptığı bu telleri bir araya getirerek, Süleyman'ın ayak tabanına on defa vurdu, Süleyman da cezayı hafif atlatmış oldu. Yavuz Sultan Selim, bir ordu ile babasının üstüne yürüyüp, Bayezid-i Veli'yi tahttan indirdi, padişahlığı ele aldı. O zamana kadar Süleyman da iyice büyümüştü. Yavuz Sultan Selim oğlunun devlet işlerine alıştırması için onu Manisa'ya vali olarak gönderdi. Süleyman'da babası kadar kuvvetli bir şairdi. “Muhibbi” lakabıyla şiirler yazıyordu.

Kanuni Sultan Süleyman'ın Fransa Kralı Fransuva'ya Fermanı: (Ben sultanlar sultanı, hakanlar hakanı, hükümdarlara taç giydiren, Allah'ın yeryüzündeki gölgesi, Akdeniz'in, Rumeli'nin, Karadeniz'in, Anadolu'nun, Azerbaycan'ın, Halep'in Şam'ın, Mekke ve Medine'nin, Mısır'ın, Kudüs'ün, Arap diyarlarının, Yemen ile nice memleketin sultan ve padişahı Sultan Bayezid Hanın oğlu, Sultan Selim Hanın oğlu: Sultan Süleyman Han'ım. Sen ise Fransa vilayetinin Kralı Fransuva'sın)

Hükümdarların sığındığı bu kapıma elçinizle mektup göndererek, ülkenizi düşman istila ettiği, şu anda hapiste olduğunuzu bildirip, kurtuluşunuz için bizden yardım talep edersiniz. Söylediğiniz her şeyler dünyayı idare eden tahtımızın ayaklarına arz olundu. Her şeyden haberim oldu. Yenilmek ve hapsedilmek hayret verici bir şey değildir. Gönlünüzü ferah tutup üzülmeyin. Böyle bir durum için atalarımız düşmanı yenmek ve ülkelerin fethi için seferden geri kalmamıştır. Bizde atalarımızın yolunda, her daim memleketler ve alınmaz kaleler fethetmekteyiz. Gece gündüz daima atımız eğerli ve kılıç belde kuşanılmıştır. Yüce Allah hayırlara bağışlasın. Allah'ın istediği ne ise o olur. Bundan başka diğer haberleri gönderdiğiniz adamınızdan öğrenesiniz. Böyle biliniz.
" } ] }