{ "title": "İlk Osmanlı Halifesi", "image": "https://www.osmanlipadisahlari.gen.tr/images/ilk-osmanli-halifesi.gif", "date": "19.01.2024 19:25:50", "author": "Emre Ekmen", "article": [ { "article": "
İlk Osmanlı Halifesi; bu mukaddes görev Osmanlılar'da ilk olarak Sultan II. Bayezid ile Dulkadiroğlu Şehsüvar Bey'in kızı Gülbahar Sultan'ın oğlu olan Yavuz Sultan Selim Han'a nasip olmuştur. İslam'ın 74. Halifesi konumuna gelen ve 9. Osmanlı Padişahı'dır. İlk Osmanlı Halifesi olan Yavuz Sultan Selim Han Amasya'da 10 Ekim 1470 tarihinde dünyaya gelmiştir. Gülbahar Sultan'ın Yavuz Sultan Selim'i doğurduğu sıralarda sabah vaktine yakın sarayın kapısına bir derviş gelmiş. Derviş kendisine kapıyı açanlara bakarak: ' Bugün bu hanedandan bir erkek çocuk doğacak, vücudunda yedi beni bulunacak, onların sayısı kadar hükümdar mağlup edecektir ' der ve geri dönüp hızla gözden kaybolur. Sultan Selim'e ' Yavuz ' lakabı onun büyük ve güçlü bir padişah olduğunu ifade etmek için söylenmiştir.

Ufak yaşlarında İstanbul'un yolunu tutan Yavuz Sultan Selim ayak bastığı bu topraklarda büyük bir alim olan dedesi Fatih Sultan Mehmed Han'ın terbiyesiyle yetişir. Kur'an'ı Kerim, hadis ve fıkıh gibi derslerinin yanında yüksek fen ilimlerini de öğrenen Yavuz Sultan Selim Han diğer bir yandan da ata binme eğitimi, güreş tutma, ok atma ve kılıç sallama eğitimleri de almıştır. Çok zeki ve çevik olan Yavuz Sultan Selim babası II. Bayezid Han'ın tahta çıkması ile Trabzon'a vali olarak tayin edilmişti. Babasının ardından tahta 24 Nisan 1512 tarihinde çıkan Yavuz Sultan Selim Han 9. Osmanlı Padişahı olarak tarihe geçmekteydi. Pek çok icraat ve fetih hareketlerinde bulunmuştu.

Tahta çıktıktan sonra birçok sefer ve fetih düzenleyen Yavuz Sultan Selim 24 Ocak 1517 tarihinde Kahire'yi fethetti. Ancak şehre girişini birkaç gün erteleyen Yavuz Sultan Selim tarihler 4 Şubat 1517 'yi gösterirken büyük bir tören eşliğinde Kahire'ye girdi ve Abbasi Halifeliğine bağlı Mısır Memlükleri'ne burada son verdi. Fetih sırasında yakalanan Tumanbay burada idam ettirildi. Mısırı ele geçirmekle birlikte Suriye, Filistin gibi toprakları da Osmanlı hakimiyeti altına almıştı. Bu hakimiyet sonucu Hicaz ve yöresi de Osmanlı topraklarına katılmış ve doğunun ticaret yollarının hepsi Osmanlı'nın eline geçmiştir. Bu ticaret yollarından sağlanan ganimetler ve vergiler ile Osmanlı Hazinesi dolup taşmaya başlamıştı.

Hilafetin Abbasi Soyundan Osmanlı Soyuna geçmesi sonucu 6 Temmuz 1517 tarihinde Emanet-i Mukaddese (Mukaddes Emanetler) denilen ve aralarında Hz. Muhammed (Sav)'in hırkasının, dişinin, sancağının, kılıcının ve eşyalarının bulunduğu sandıklar Hicaz'dan yola çıkarak Yavuz Sultan Selim'e gönderilmişti. Bu mukaddes eşyalarında eline ulaşması sonucu Yavuz Sultan Selim, Ayasofya Camii'nde yapılan büyük bir törenle Mekke ve Medine'nin hizmetkarı unvanını devralmıştı. Bu unvan ile bütün Müslümanlar'ın dinen ve siyasi olarak lideri olmuştu. Müslümanların dini ve dünyevi lideri olan Yavuz Sultan Selim'e rivayetlere göre cübbeyi giydiren ve halifelik nişanı sayılan kılıcı beline bağlayan son Abbasi Halifesi Üçüncü Mütevekkil olan Haremeyn-i Serifeyn'di.

Artık sadece padişah olarak değil ' halife ' olarak da anılan Yavuz Sultan Selim kendisinden sonra gelecek olan Osmanlı Padişahlarına da miras olarak halifeliği bırakacaktı. Yavuz Sultan Selim tahta çıktığı zamanlarda 2.375.000 km kare olan Osmanlı topraklarını hüküm sürdüğü sekiz yıl gibi kısa bir sürede 6.557.000 km kareye taşımayı başarmıştı. Devletinin gelişmesi için birçok çaba ve faaliyet gösteren Sultan Selim çok düzenli bir casus teşkilatını da devletine kazandırmıştı. Bu teşkilat sayesinde ülke içinde ve ülke dışından istediği bilgileri toplayan Sultan Selim'in insan seçiminde de büyük bir isabet yeteneği olduğuna kanıttı.

Kısa bir süre olan 8 yıllık padişahlık dönemine pek çok şey sığdıran Yavuz Sultan Selim 22 Eylül 1520 tarihinde yaşamını yitirdi. Kendisinden sonraki padişahlara hem büyük bir toprak zenginliği olan bir devlet ve tüm Müslümanların önderi sıfatı olan halifeliği miras bırakmıştı. Cenazesi Fatih Camii'nde kılındıktan sonra oğlu Kanuni Sultan Süleyman tarafından yaptırılmış olan Sultan Selim Camii'nin yanındaki türbeye defnedilmiştir. Uzun boylu, kalın kemikli, iri, omuzları geniş bir padişah olduğu için mezarının çok büyük olduğu da belirtilir.
" } ] }