{ "title": "Eyüp Sultan", "image": "https://www.osmanlipadisahlari.gen.tr/images/Eyup-Sultan-83728.jpg", "date": "19.01.2024 15:58:23", "author": "irfan özen", "article": [ { "article": "Eyüp Sultan: Medineli Müslümanlardan olan ve hicret esnasında Hz. Peygamber'i kendi evinde misafir eden sahabedir. Medineli tüm Müslümanlar Peygamber efendimizi kendi evlerinde konuk etmek istiyorlardı. Bu durum üzerine Peygamber efendimiz (S. A. V.) devesi Kusva'yı serbest bıraktı. Deve, Eyüp Sultan hazretlerinin evi önünde çöktü. Böylece, Peygamber efendimiz, Eyüp Sultan Hz. Evinde 7 ay misafir olarak bulundu. Eyüp Sultan hazretleri Bedir savaşı, Uhud, Hendek ile diğer bütün savaşlarda Hz. Peygamberin yanında, İslam Cihat hareketlerine katıldı.

Eyüp Sultanın İstanbul'a Gelişi: Hz. Muhammed Aleyhisselamin vefatından sonra da yapılan bütün gazalarda yer almıştır. Hz. Ali'nin hilafet devrinde onunla birlikte Haricilere karşı savaştı. Hz. Ali'nin, Medine kaymakamı, Eyüp Sultan'ın Halid ve Muhammed isimli iki oğlu, Umre adında bir kızı vardı.
Resulullah (S. A. S.) İstanbul'un feth edileceğini ashabına anlatıp, \"İstanbul elbette feth olunacaktır; orayı fethedecek kumandan ne güzel kumandan, orayı fetheden asker ne güzel askerdir\" diyerek, müjdelemiştir. Hicri 52 yılında Muaviye'nin oğlu Yezid komutasında bulunan Müslümanlar İstanbul'u kuşattı. İslam akidesinin dünyanın her bir yanına yayılması için çok güçlü ve diri bir gayrete sahip bulunan Müslümanlar İstanbul'un fethedilmesini ve İslam devletinin sınırlarına katılmasını şiddetle istiyorlardı.

Eyüp Sultan hazretleri bu seferin hazırlanmasında çok çalışmış, sefere karşı çıkanlara öğütler vermişti. Uzun bir yolculuk yapan, Eyüp Sultan hazretleri yaşının çok ilerlemesi nedeniyle İstanbul'a yaklaştıkları bir zamanda hastalanmış, Yezid' e, öldüğü zaman, cenazesinin hemen gömülmeyip, ordunun gideceği en ileri noktaya değin götürülmesini ve orada gömülmesini vasiyet etti. Burada toprağa verilen Eyüp Sultan hazretleri Müslümanların İstanbul'da bir sembolü olmuştur.

Eyüp Sultanın Kabrinin Bulunması: Fatih Sultan Mehmet, 1453 yılında büyük ordusuyla İstanbul önüne geldiğinde bütün bu rivayetlerden haberdar olarak, Eyüp Sultan hazretlerinin kabrinin yerini bulmak istiyordu. Fatih Sultan Mehmet, bu isteğini hocası Ak Şemsettin'e söyledi ve Şeyh Eba Eyyûb'un kabri olduğunu bildirdiği yeri bir iki arşın kazılınca beyaz mermer bir çıkacağını anlattı. Gösterilen yer kazıldı, Ak-Şemsettin'in dediği gibi beyaz mermer ortaya çıktı, mermer üzerinde “Haza kabri Halit İbni Zeyd” ibaresi yazılmaktaydı.

Eyüp Sultan Külliyesi: Eyüp Sultan'ın kabri bulunduktan sonra, burada şehrin ilk külliyesi oluşturuldu. Osmanlı Padişahları asırlar boyu Eyüp Sultan Türbesi'nde kılıç kuşanmışlardır. Bu Osmanlı Padişahlarının, Eyüp Sultan'a verdikleri önemin göstergesidir. Eyüp Sultan için yaptırılan külliye tamamlanınca etrafına evler yapıldı. Fakat bu yörede nüfus gelip geçiciydi. Buraya halk taşradan yılın belli günlerinde ibadet için geliyordu. Fatih Sultan Mehmed, İstanbul'un iskanı için uyguladığı politikalar sonucunda Eyüp Sultan külliyesi çevresine, Bursa'dan gelenler yerleştirildi.

Fatih dönemi zamanında başlayan imar hareketi, Sultan II. Bayezid ve özellikle de Kanuni Sultan Süleyman zamanı yaptırılan cami, medrese, imaret ile kırk çeşme suyolunun yapılması ve büyük imar faaliyetleri ile devam etmiştir.
bu dönem içinde Eyüp Sultan büyük gelişme göstermiş; Eyüp Sultan'a yerleşme dokusu, bir önceki döneme göre fazla olmamakla beraber mevcut doku içerisinde önemli imar hareketleri olmuştur. Mimari yapı, malzeme ile süslemelere akseden üslubu ile Osmanlı klasik dönemine ait en güzel örneklerin sergilendiği yapılar, burada gelişen sosyal ve kültürel bir ortamın göstergesi olmuştur.

Eyüp Sultan ve Dini İnanışlar: İstanbul'da ölen devlet adamları, saray mensupları, hatta zengin şehirlilerin çoğu, naaşlarının Eyüp Sultan Türbesi çevresine gömülmesini istemiştir. Çünkü halk arasında Eyüp Sultan Camii mineralerinden yükselen ezan sesinin duyulduğu yerlerde, gömülü Müslümanların kabir azabından kurtulacağı inancı vardır.
İstanbul'da yaşayan yahut İstanbul'a geçici bir süreliğine gelen herkes, mutlaka Eyüp Sultan Türbesini ziyarete gitmiştir. Türbe kapandıktan sonra dahi hacet penceresinin önünde dua etmek için Eyüp Sultan'ı dışarıdan ziyaret edenlerin sayısı çok fazladır. Ziyaret için belirli gün ve saati bulunmamaktadır. Her isteyen istediği zaman ziyaret edebilir. Eyüp Sultan'ın cuma günleri ile kadir, arife gün ve gecelerinde ziyaretçileri artar.
Cuma salası verildiğinde caminin iç avlusunda bulunan büyük çınarların çevresindeki demir parmaklığın dört köşesindeki muslukları, işleri ters giden ve kısmeti bağlı kızlar açar ve suyu akar bırakarak geçer gider, arkadan gelen kimse musluğu önce kapatır, sonra yeniden tekrar açarak suyu akar halde bırakıp gider.

Eyüp Sultanın çocukları çok fazla sevdiğine inanılır. Bundan dolayı anne ve babalar senede birkaç kez çocukları ile Eyüp Sultan'a ziyaret yaparlar. Sünnet olacak, okula başlayacak çocuklar, hatta yeni bir işe girecek gençler, Eyüp sultan türbesini ziyarete gelirler.
Eyüp Türbesinin, Fatih Vakfiyesi gereği, cuma gecesi açık tutulur ve Kur'an okunurdu. Bazı hayır sahipleri ise Pazartesi ve Kadir gecesi açık türbeyi bulundurarak Kur'an okutulması için tesisler yapmıştır ki, 10 türbedar ile 72 Kur'an okuyucusu olarak toplam 117 vazifeli vardı.

İşte bu yüzden bu muhit birçok kabir ve türbeler ile çevrilmiş, bu husus bütün Eyüp'e yayılmıştır.
" } ] }